amy lowell
Amy Lowell
1874–1925
İmgeci Amerikan şair Amy Lowell büyük başarılara imzasını atmış önemli bir kadın şairdir. Entellektüel bir ailenin çocuğu olarak sofistike ve edebi bir çevrede Brookline / Massachusetts’te dünyaya geldi. Şiirde kariyeri 1902’de dönemin ünlü aktrislerinden Eleonora Duse’yi ilk kez sahnede gördüğünde başladı. Yalnızca birkaç kez görüşmüş olsalar da Lowell’ın şiirlerine uzunca bir süre esin kaynağı olmuştur Duse.1909’da tanışıp 1925’e yani Lowell’ın ölümüne dek ise Ada Russell Lowell’ın sevgilisi olmuştur. Lowell’ın özellikle Ada için yazdığı şiirler başlarda lezbiyen kimliğini fark ettirmedi ama “Pictures of the Floating World” adlı eserinde yer alan Ada için yazılmış şiirler çok daha erotikti. Beraberliklerinin onuncu yıldönümünü kutlamak için ise Decade (On Yıl)’ı kaleme aldı. Şiirin yanı sıra pek çok makaleye ve biyografiye de imza attı. Dönemin eleştirmenleri şiirilerin edebi yönünü irdelemektense Lowell’ın erkek T-Shirtleri giymesi, sigara içip erkek davranışları sergilemesiyle ilgilendiler. Ve hatta fazla kilolarının bile seksüel açıdan ön yargı oluşturduğu edebiyat çevresinde ne yazık ki hak ettiği değeri belki de görememişti Lowell.”What’s O’clock” adlı kitabı ölümünden bir yıl sonra 1926’da Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü.
TAKSİ
Senden uzaklaştığımda
Ölüm tamtamlarını çalıyor dünya.
Ayarı kaçmış bir davulla
Işıldayan yıldızlara bakıp sesleniyorum sana
Ve çığlık atıyorum rüzgârın ardından
Caddeler geçiyor hızla
Biri diğerinin ardı sıra
Ayırıyor senden beni
Öyle acıtıyor ki sokak lambaları gözlerimi
Göremiyorum artık suretini
Neden ayrılmalıyım senden?
Gecenin bıçaklarıyla yaralamak için mi kendimi?
ON YIL
Geldiğinde kırmızı şarap ve bal gibiydin,
Yaktın tadınla dilimi damağımı
Şimdi sabah yeni çıkmış ekmek gibisin,
Yumuşak ve kendi halinde.
Kokunu bildiğimden pek de tadamıyorum
Belki de yeterince tattım seni.
PERDE ARASI
Vanilyalı kekleri pişirsem
Rendelesem bademleri üstlerine;
Çileklerden yeşil çelenkleri ayıklayıp
Soysam onları mavi-sarı tabaklarda
Diktiğim giysiyi düzeltsem
Ya sonra? Ne olacak?
Yarın da aynı bugünle:
Kekler ve çilekler,
İğneler elbiselerde.
Güneş güzelse tuğlada ve kalayda,
Ay ne kadar daha güzel olur,
Erik ağacının ihtiyar dalları aşağı sarkarken.
Ay,
Lale yataklarını dalgalandırıyor;
Ay,
Hala,
Cemalinde.
Şavkıyorsun, Sevgilim,
Sen ve ay.
Bilmiyorum hanginiz yansıma.
Saat on biri vuruyor.
Kapıyı çarpıp kilitlediğimizde,
Daha da kararacak gece.
Dışarıda.
AY IŞIĞINDA BAHÇE
Siyah bir kedi
Güllerin, alev çiçeklerinin, buğulu leylakların arasında
Vanilya çiçekleri ile gece amberlerinin tatlı kokuları.
Bahçe çok sessiz,
Ay ışığıyla büyüleniyor,
Güzel ıtırdan memnun,
Kıvrık haşhaşların afyon rüyasını düşleyen.
Ateş böcekleri bir ışıldıyor bir kayboluyor
Altın ateşin sürgünleri kadar yüce
Ayaklarımdaki tatlı hezaren çiçekleri gibi
Yapraklar ve sarmaşıklar üzerinde titreyen ay ışığı
Kartopu yataklarında ay vurgunları
Yalnız kadınların ufak yüzlerindeki füsun
Ve güller arasını kendine yatak belleyen
Dalları sallayıp işaretli patikayı bozan,
Yalnız yaprağın düşüşüyle kırılan su gibi
Sen geldin sonra
Bahçe kadar sakindin,
Hezaren çiçekleri kadar beyaz
Ateş böceklerinin sessiz kıvılcımları kadar güzel,
Ah! Sevgilim görüyor musun portakal rengi leylakları?
Annemi tanıyorlar
Ancak ben gittiğimde anlayacaklar
Kimin bana ait olduğunu.
Çeviri: Öznur ÖZKAYA
Öznur ÖZKAYA